27 Nisan 2012 Cuma

KADINLARA SUNULMUŞ TEK GELECEK EVLİLİK MİDİR ?




Evlilik bir mecburiyet midir?
Evlilik mecburiyet değildir.(ben hariç ben sana mecburum evlilik) Evlilik belli bir olgunluğa ulaşmış kadın ve erkeğin aşkı bulup aynı hayatı paylaşmalarıdır ve mutluluklarını çoğalarak bebek yaparak taçlandırmalarıdır.
Aile kurmaktır evli olanların yaptığı.Fakat halk arasındaki durum ise şudur:Bir kız belli bir yaşa gelmişse yada gelmemişse (13-14 yaşlarındaki kızlar zorla evlendirilmektedir bazı yerlerde halen!!!!!!) kız kısmısı okumaz,evde temizlik yapar işe gitmez gözüyle bakılarak evliliğe mecbur bırakılmaktadır.
Bu toplumsal olan sorun.Bir de kadınların kendi istekleriyle evlenmeleride vardır.Ben buna 'gelinlik sendromu' diyorum.Çünkü o gelinliği her genç kız giymek ister,peri kızı gibi olmak ister.Bu her kızın hayalidir.Peki bizi bu hayale mecbur bırakanlar mı var?Mecbur bırakanlar ailemiz ve çevremiz.Ben yaşını başını almış bekar bir hatun olarak kendi açımdan anlatayım.
Mesela 18-20li yaşlarda evlilik hiç kafamda olmayan bir 
durumdu,24-30 arası ise kafamı mesgul etmeye basladı,çünkü çevremdeki herkes evlendi,çoluk cocuğa karıstılar.Ve tabiiki annem ve ananem,komsularımızın baskıları uzerıme bır çığ gibi düşmeye basladı.Bu seferde bişeyi çok istersinde olmaz ya karsıma evlilik görevini yerine getirebilecek birisi cıkmadı bu yüzdende evlenmedim,çünkü ben ona yanlıs kısıydım,oda bana yanlıs kısıydı.Doğru insan denilen zat-ı muhterem kişide bu arada devreye giriyor.
Doğru insanla karsılassaydım şu anda evliydim.Evliliğe tabiiki çevrenin baskısı etkili oluyor dedim,onlara heveslenmek o gelinliği giyme isteği.Fakat bunlar yeterli değil..
Kadının kendini hazır hissetmesi gerekir,bu yaşada bağlı değildir (tabi 13-14 yasındaki kız cocuklarından bahsetmıyorum burada)..
Bazen yaşı daha genç insanlar dahada olgun hissedebilirler kendilerini,evliliğe hazır olarak.Ben 24 yaşlarımdayken bu duyguyu hissettim.Bu duyguya ulasmamdaki nedenler ise; okullarımı bitirmiş olmam,iş hayatımda belli bir deneyime sahip olmam,kendi ekmeğimi kazanıp ayaklarımın üzerinde durabilmem,aşka bağlı olan kalbim(bende bi inanıyorum bi inanmıyorum aska deli miyim neyim)
Sonuç ise hiç bi halt olmadı bekarım yani:))Evlilik mecburiyettir,çünkü yalnız olmak ömür boyu güzel mi sizce?Başkalarının cocuklarını sev sev nereye kadar,bi cocuğunun olması ona bakmak harıka bısey olmaz mı?
En onemlısıde soyunun devam etmesi..Eşinle herseyi paylasmak derdini,sıkıntını,mutluluğunu,neseni..hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırıncaya dek deniyor değil mi?
Fakat bide şu durum var bu blogu actığımda ilk yazımda da belirttiğim evlenecek kızlar yok?evlenecek erkek var mı?
Peki ya beyefendiler? 
Beyfendiler acısından bakarsak bu olaya onlar ıstedığı zaman evlenebilirler yaş sorunları yada toplumsal herhangi bi baskı yoktur uzerlerınde..
Zaten sorunda burada baslıyor erkeklerin yetiştirilme tarzları ile kadınların yetiştirilme tarzları aynı değil.
Onlar her konuda serbest oldukları ıcın evlenme konusundada özgürler.Ve zaten bir erkek karar verir evlenmeye,kadın bekler bekler..
30 yasında bır erkeğın bekar olması aferınle karsılanırken,30 yasındakı bekar bı kadının bekar olması oooo sende evde kaldın diye yorumlanır.
Ama şu unutulmamalı 99999mılyon keredır soyluyorum 'Bir kızın evde kalma nedeni şiddetli seçimsizliktir..'

Yanlıs zamanda yanlıs bir evlilik yapacağıma,doğru zamanda doğru insanla evlenirim diyen biricit evde kalmasına çok memnun olmasada hayırlı kısmetini bekliyor,beyaz atlı prensinin bi gün onu bulacağına inanıyor hala yani pesss..
resimler alıntıdır

26 Nisan 2012 Perşembe

Çıtır Anneannemin Doğum Günü Bugün:)


Bugün ananemin doğum günü :)) 89 yaşında gencecik bi ananem var benim..
Bizden uzakta farklı bi şehirde demek isterdim ama farklı ülkelerdeyiz..O bi kez gitti oralara ve bi daha da dönemedi.
Bundan yıllar yıllar önce Almanya'ya gitmiş,sağlık sektöründe çalışıyor(fakat ilk mesleği postanede memurlukmus),tabii ben o zamanlar hayatta bile değildim.Çalıkuşu misali Almanya'ya ilk gidenlerden oraya gidiyor ama orda dil bilmez iz bilmez,bir hastaneye götürüyorlar burada çalışacaksın diyorlar,oda tamam diyor..
Orada ananem almanca bilmediği için hastane yemeklerini yapan alman kadınla iletişim kuramıyor,hatta o kadının torunu ananeme hakaret ediyorda ananem onu bile anlamıyor.Ama aklında tutuyor dedığı lafı kağıdada yazıyor,çarsıdan bır Almanca-Türkçe sözlük alıyor.Bakıyor ki küçücük cocuk ona Aptal Türk demiş.. Zaten yabancı memlekette,zaten vatan hasretınde,zaten yureğınde bellı acılarla oraya gıden ananem uzuluyor,ağlıyor..Ananem o sözlüğü elinden düşürmüyor hastanedede iki Türk görevliler, diğerlerinin hepsi Alman.
O sözle ilgili cümle kurmayı öğreniyor aradan bi 10gün gecıyor tabii.Torunu olan yemek yapan kadınla mutfakta karsılasıyor ve o kucuk cocuğa sensin aptalın almancasını soyluyor..Cocuk tabıı saskın..(ehh nede olsa benim ananem)
Sonrasında efenim benim o dil bilmeyen ananem almancayı hemen öğreniyor kursla değil o sözlükle ve kendi çabasıyla,yeni gelen Türklere bile tercümanlık yapmaya başlıyor..Derken ananem başhemşire oluyor o hastanede.Alman personeller onun alt kademesinde çalışıyorlar.
Derken gel zaman git zaman tabii o ara ben dunyaya gelıyorum..Diyorki o benım torunum değil o benim kızım ben ona bakacağım,okulunda,herseyınde ben masraflarını karsılayacağımki maddi acıdan beni büyütmenin çoğu sorumluluğunu o halletmıstır..Annemler bana iki isim koyuyolar diğer adım onun ismi.. Yaz tatıllerınde gelıyor Türkiye'ye..
zaman gecıyor ananem yaslanıyor,emeklı oluyor,Türkiye'ye kesın donus yapıyor ayy pardon yapamıyor,bir tır dolusu esya ile gümrükte kalakalıyor bizde bakakalıyoruz..
O zamankı kanunlarda burada Alman vatandası,Almanyada Türk vatandası ve geldığı gıbıde buraya yerlesemeden gerı dondu ananem..
3 ay uğrasıyor ıslemler ıcın vatanının toprağında kalmak ıcın,eee sen burdan değılsın dıyolar ve dönmemek üzere ananecim Almanyada tüm esyaları evını dağıtmıs halde tekrar topluyor baska bı hayat kuruyor orada..
Ananemin adını gururla taşıyorum,Bir Biricit Anneannesi kolay yetişmiyor:)Bana mücadele ruhumu kazandırdığın için,hep senin kadar güçlü olmaya alıştırdığın için teşekkür ederim anneanneciğim:) vee tabiiki Milka ve Merci çikolatalarlada tanıstırdığın için..:)

Canım ananem keske yanımızda olabılseydınde beraber yaş gününü kutlasaydık..Sana doya doya sarılsaydım.. dıyen Biricit ananesini telefonla aramaya gidiyor,üstünede bi kahve içmesi lazım..
resimler alıntıdır

Etiketler(dikkat felsefik yazıdır,kafamdakileri saçtım kaçın)




İnsanların üzerinde etiketler vardır bilmem farkettiniz mi?Ama o etiketleri biz kendimiz koyuyoruz,bir markanın etiketi gibi insanlarıda etiketliyoruz.
Şu zengin ya bu konuyu bilir,bu fakir bu anlamaz bişeyden,bu doktor sadece sağlıkla ilgili şeyleri bilir.Bu öğretmen ya gitsinde çocuklara okulda bişeyler öğretsin.Bu temizlikçi bu ne bilecek bu konuları cahil cahil diye düşünürüz değil mi?
Değil işte aslında düşünmemiz gereken o insanların üzerindeki o etiketler değil,o insanların yaşadıkları yaptıkları şeyler.
Nereden biliyorsun blog dünyasında bu kişilerden kimler var,hepimiz zengin miyiz?yada fakir miyiz?Hepimiz bişeyleri paylaşıyoruz burada kendi halimizde kendi hayatlarımızla ilgili,yasadıklarımızla ilgili,kimseyi etiketleyipte bi yerlere varamayız.
Bu gerçek hayattada böyle,sanal dünyadada..
Gerçektede insanlar hakkında böyle düşünmüyor muyuz?Birisi gelse size deseki aaa seni gördüğüme sevindim,ne deriz bi takla atta görelim gercekten sevindin mi yada bi göbek atta görelim sevindin mi?Ben sahsen sadece kocamı gördüğümde göbek atarım sevincimden baska bişi bana göbek attıramaz.
Tabi göbek at diyen kişi işvereniniz yada müdürünüzse onun akıllı yada deli olması-bakın burdada ben bi etiketleme yaptım- farketmez.Nasıl olsa müdürümüzdür ekmeğimizi veriyo yaa hemen bi göbek atalım moduna geçer miyiz?geçeriz..
Etiketleri kendimiz yapıyoruz,tıpkı markaların etiketleri gibi,insanları tek tek etiketliyoruz..onlara etiketlerine göre davranmaya devam ediyoruz.
Sonuçtada insanları ve insanlığımızı tüketiyoruz,insanları etiketlemeyin..
Belki ben bi doktorum,belki ben bi öğretmenim,belki zenginim,belkide çok fakirim,belkide köşedeki çöpü temizleyen birisiyim,önyargı ile etiketleyip bana öyle mi davranacaksınız,yoksa yazılarımdan yasadıklarımdan tanıdığınız gibi mi davranacaksınız?
Belki belki ben..

Belkim bir kertenkeleydim
piç edilmiş bir yağmurun serini
bir güzelin çirkiniydim
çirkinlerin en güzeli
yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
ben en hızlı yeşiliydim
kurbağa yarışlarında annemin

çatal matal kaç çataldım kim bilir
bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz
heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydım

düdük çalar hırsızlanmış polisler
ben korkudan üstlerime işerdim
üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
karşısında önüm açık gezerdim
ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
rus cenginde çağanozdum bir zaman

iki gözüm iki koltuk-eviydi
mavilerim bir miyobun koynunda
kendi düşen köyler kentler ağlamaz
sur dışında ben oturur ağlardım
ekmek diye bağrışırdı bebeler
elma derler ben ortaya çıkardım
ağıtlarla kutlanırdı İsa-doğdu gecesi
fildişinden bir kuleydim yıktım kendimi

bilmem hangi keloğlanın fesiydim
bir püskülsüz sümbülteber tohumu
fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
bir naraydım kimse bilmez nereden
ya yakından ya uçmaktan gelirdim
belkim ince belkim kalın bir sestim
belkilerin kol gezdiği saatta
belkim belki bile değildim.
Can Yücel'in büyük üstadın harika şiiriyle bitiriyorum bu geceyi..

Biricit kahve yapmaya gitti,sosyal konularla ilgili ilk defa yazan biricit bakalım daha neler yazacak?(felsefik yazılar yazacağına kocayı bulda evlen bosbos durup durup sureklı yazı yazma blogda aaa doverım patronun yok mu senın basında?)
resım alıntıdır

25 Nisan 2012 Çarşamba

GRATİS’TEN RENGARENK BİR EĞLENCE, TÜM ÇOCUKLAR OPTIMUM AVM’YE…


GRATİS’TEN RENGARENK BİR EĞLENCE, TÜM ÇOCUKLAR OPTIMUM AVM’YE…

      Kişisel bakım ve kozmetikte yüzlerce marka ve binlerce ürünü bir araya getiren ünlü mağazalar zinciri Gratis, çocukların hayal gücünü ve sanata olan ilgisini geliştirmek için düzenlediği resim yarışmasının ödül töreni için son derece renkli ve keyifli bir organizasyon gerçekleştiriyor. Palyaço gösterilerinden yüz boyama etkinliğine, balon şovundan çocukların yaptıkları birbirinden güzel resimlerin yer alacağı resim sergisine kadar birçok sürpriz, 27 Nisan 2012 Cuma günü İstanbul Ataşehir’deki Optimum Outlet’te sizi bekliyor.

      Resim yapmak; çocukların zihinsel, duygusal ve ruhsal gelişimin yanı sıra el becerilerinin güçlenmesine de büyük katkı sağladığı biliniyor. Sosyal sorumluluk çalışmalarına ve ülkemizin yarınları olan çocuklarımızın gelişimlerine büyük değer veren Gratis, bu yüzden onları sanata yönlendirmek için ödüllü bir resim yarışması düzenledi. Bir süredir devam eden yarışmanın dereceye girenleri ve ödül kazananları ise sonunda belli oldu. Şimdi sıra ödül alanların açıklanacağı büyük günde eğlencenin tadını çıkarmaya geldi. Çünkü Gratis, 7-14 yaşları arasındaki çocukların katılımına açık olarak gerçekleşen, “Oturduğunuz sokağı yeniden yaratın” temalı resim yarışmasının ödül töreni için son derece renkli bir ödül töreni gerçekleştiriyor. 27 Nisan 2012 Cuma günü İstanbul Ataşehir’deki Optimum Outlet’te hayata geçecek organizasyonda keyifli gösterileriyle palyaçolar, eğlenceli yüz boyama etkinlikleri, balon şovları ve daha birçok sürpriz, ücretsiz olarak çocukları bekliyor olacak. Ayrıca dileyenler, çocukların yaptıkları ve yarışmaya gönderilen resimlerin sergileneceği sergi alanını da yine ücretsiz olarak gezebilecekler.

      Bu keyifli etkinliği kaçırmayın, Gratis ile 27 Nisan 2012 Cuma günü siz de Optimum Outlet’te çocuklarınız ile birlikte günün ve eğlencenin tadını çıkarın…

www.gratis.com.tr

Basın Bültenidir

24 Nisan 2012 Salı

Blog Yazılarımın Derdi Birilerini Gerdi...

Niye bu kadar çok yazıyor muşum?Çalışmıyor muymuşum?Böyle vakit buluyor muşumda yazıyor muşum?
SANA NE? Benim işimden,mesleğimden sana ne?Ben sana ne iş yaptığımı nerde çalıştığımı söylemek zorunda mıyım?Sen benim babamın oğlu musun?
Burada ben işimle ilgili mesleğimle ilgili yazıyor muyum?Sana birşeyleri ispatlamak zorunda mıyım?İstersen gel iş adresimi ev adresimi vereyim?Napacaksın bunları?SANA NE?
Beni okumak zorunda değilsin,takip etmek zorunda değilsin?Hayatımla ilgili herşeyi buradan anlatmak zorunda değilim SANA NE benim hayatımdan,işimden,girdiğim hediye çekilişlerinden,blog arkadaslarımı mim yazılarını cevaplamamdan,vaktimi nasıl değerlendirdiğimden SANA NE? 
Sen kimsinde bana hesap soruyorsun her yorumunda bir lafları sokmaya çalışıyorsun?SANA NE benim yaşantımdan,ben kimseye hesap vermek zorunda değilim??Anladın mı?
Bak bu yazıyıda iki dk içinde yazdım!Demekki yazmak istiyorum kafamı boşaltmak istiyorum,daha buradan yayınlayacağım o kadar yazı varki hepsi sırada bekliyor ama ben bu yazıyı yazdım iki dk içinde!!!!!!!!!!!!!!


not:25nisan itibariyle 5 yorum daha yazmıssın ama bu sefer yorumlarını yayınlamadım.Dunku 9tane yorumunu yayınlamıstım ama baktımkı hala yazıyorsun,senden özür dilememi ve bu yazıyı kaldırmamı istemişsin,ben yazdığım hiçbir yazıyı kaldırmam bunu bil,özür dilerim hatalı olduğum zamanlarda bunu da bil.Ben kendimde bir hata görmüyorum seni rencide edici bisey yapmadım yapsaydım adını buradan yazardım,lütfen uzatmayalım..Asıl kalbı kırılmıs kısı benım,benım işimle ilgili,cok bos vaktım olduğuyla ılgılı laf sokucu yorumlar yazan sensın,6aydır bloggerdayım ve sevdığım bloggerlar arasındaydın..Esprılı yorumla laf sokmalı yorumu ayırtedebılen bırıyım.Hatırlarsan bı kez daha boyle olmustuk.lutfen yorum yazma cunku yayınlamayacağım senın yorumlarını..
Biricit çok sinirli şu anda çoook....Zorunda mıyım ben sana hayatımı anlatmaya SANA NE diyerek yazısına son veriyor...

23 Nisan 2012 Pazartesi

Fala İnanma Falsız Kalma


Fala inanma falsızda kalma demiş eskiler,geçen gün yine bi çekilişi kazandım.Bu seferki kazandığım şey ise falım:)) Aslında kendisi bu konuda anılmak istemiyor sadece eğlence amacıyla bi fal çekilişi yaptı,bana mail gönderdi bende sizlerle paylasmak istedim.Dünyanın Ortasında bloguna çok teşekkür ederim,tahminlerinin çoğunluğu doğruya yakın,gelişmeler için ise bişey diyemicem:)) Kendisi blog dünyasına yeni geldi ve hoşgeldin diyorum ona:))

Aşk hayatında sıkıntı var. ASLINDA BİR ADAY VARMIŞ FAKAT AİLESİNDEN BİRİ ENGEL OLMAK İSTEMİŞ

BU YÜZDEN ZORLUK ÇIKARMIŞ DİREKTEN DÖNMÜŞSÜN SANKİ,

ÇOK YAKIN BİR ARKADAŞIN EVLENMEK ÜZERE FAKAT SENİ KISKANDIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR

SANA YURTDIŞINDA SANIRIM İNGİLTERE’DE DİL ÜZERİNE EĞİTİM GÖZÜKÜYOR YAZ AYLARINDA OLABİLİR

KAÇ YAŞINDASIN BİLMİYORUM AMA 32 YAŞINDA BİRİYLE TANIŞACAKSIN YA DA TANIŞMIŞSIN…

KENDİNLE BARIŞMAN GEREKİYOR

DAHA ÖNCE SEVDİĞİN BİRİNE BİRİ GÖZ KOYMUŞ SENİNDE GÜZEL BAŞLAYIP KÖTÜ BİTEN İLİŞKİLERİN OLMUŞ.FLÖRT DE OLABİLİR

KÜÇÜK BİR AKBABA VAR,MASUM GÖRÜNEN ARKADAŞLARINA DİKKAT ET

HENÜZ EVLİLİK GÖZÜKMÜYOR 

AMA YAZ AYLARI SANA İYİ GELECEK 

YOLLA BAĞLANTISI OLAN BİRİ GİRECEK HAYATINA YAKLAŞIK 4 AY İÇERİSİNDE

AYNI BOYLARDA OLACAKSINIZ

GÖZ ÇIKMIŞ NAZAR VAR

BİR DE İŞ DEĞİŞİKLİĞİ YAPACAKSIN AMA YURTDIŞINDAN SONRA

İYİ NİYETİN BAZILARI TARAFINDAN KULLANILIYOR

BİLMİYORUM AMA YA BABANI YA DA ÇOK YAKIN BİRİNİ GENÇ YAŞTA KAYBETMİŞSİN BU DA SEN DE GÜVENSİZLİK DUYGUSU YARATMIŞ

NE OLACAĞINI MERAK EDİYORSUN AMA İLERİSİ İÇİN PLANLADIKLARINA SEN BİLE GÜVENEMİYORSUN

Bu sorunu aşmanın en temel yolu hayatında yapacağın köklü değişikliktir.

Maddi açıdan rahatlayacağın bir dönemdesin fakat harcamalarına dikkat etmen gerekiyor özellikle bu ara ulaşıma ve yemeğe para harcamışsın.

Geçmişinde t harfli biri var seni çok seviyormuş ama kıskançlığı yüzünden bitmiş ilişkiniz sanki

Türbanlı birini görüyorum bir yakının sanırım hamile yakında çocuğu olacak erkek çocuk görünüyor

Askerden yeni dönmüş birinden bir teklif alabilirsin aslında çevrende çok insan var ama sen beğenmiyorsun gibi 

Adağın olacak ayın 12 sine dikkat (mayıs) aşk hayatında güzel bir gelişme var.

İşinden çok sıkılmışsın fakat değişikliği düşünemiyorsun bile ama yurtdışı çok net çıkmış

Ayın 3 ünde güzel bir konuşma yabancı dil seçimiyle ilgili

S n m harfleri olan biriyle yurtdışına gidip geldikten sonra ilerleyen bir birliktelik var.Henüz evlilik göremedim ama aşk hayatın bugünlerin aksine oldukça düzelecek.

Hanede sıkıntı var özellikle  yaşlı biri

şu anda  eğitim hayatınla ilgili şeyler gözüküyor sanırım bunu yaptığında kendinde şüphe duyduğun her şeyden emin olacaksın.

Biricitin hayatında bakalım ne gelişmeler olacak?
resim alıntıdır.

23 Nisan Kutlu Olsun,Sevinin Küçükler Övünün Büyükler



23 Nisan kutlu olsun,sevinin küçükler,övünün büyükler diye şarkılar söylerdim eskiden,çocukken yani..
Şimdi büyüdüm tabii kazık kadar oldum,benim yaşımdakiler 2-3 çocuk doğurdular.Aydın'daki arkadaşım İstanbul'a gelmiş yeni doğum yapan nihayet yeğenimi görüp seveceğim.Issız adam gibi oldum zaten-yazar burada sinema sahnesini benzetiyor kendine- onun gibiyim,yakınlarımın cocuklarıyla avunuyorum yani.
Oysaki öyle miydi daha dün cocuk değil miydim ben yaa ama önemli olan belkide içindeki çocuğu kaybetmemek.Büyümek ama kaybetmemek.
23Nisan hepimiz yeşil beyaz bi kıyafet giydik(özel olarak okulda diktirilmişti),sanırım 5-6 yaslarındaydım,uff çok çişim geldi yaa ne zaman bitecek bu gösteri uykumda var..bide üşüdüm.Heh bize sıra geldi elele tutusup kutu kutu pense mı yapcaz ne?ne yapcaktık yaa unuttum..Yine sırıtıyorum annem çikolata alacaktı yaa ondan:)bu bayram güzel bişi yaa:)
Yine 23 Nisan bu sefer halk oyunları oynuyorum heheh büyüdüm büyüdüm,9 yasındayım sanırım:)
Bir 23 Nisandı,yine yağmurluydu her 23 Nisan olduğu gibi,şiir okumam için bi metni ezberlemiştim,bu sefer cok ciddi bişey yapıyorum karizmalıyım,cool biricitim,yanımdada kağıdım vardı.Ama toplulukta hiç okumamıstım mikrofonu hayatımda ilk kez görüyordum orta birdeydim o zaman.Türkçe Öğretmenim yanımdaydı(çok güzel şiir okuduğum için beni seçmişti),ne okudum nasıl okudum bılmıyorum ama elimdeki kağıt terden ıslanmıstı,kürsüden beni izleyenlere bakamıyordum sadece kağıdı gözümün önüne almıstım ve annem izliyordu beni,öyle heyecanlanmıstımki du bakıyım sanırım babamda yanındaydı.Alkıslıyorlardı ama ben sadece mıkrofondan yankı yapan sesime odaklanmısım,nerdeyse dusup bayılacağım ınsanın kendı sesi ne kadar tuhafmıs,galıba bayılacağım,düşüyor muyum ne?
Yok yok şiir bitti alnımın akıyla gerçi ezber olmadı kağıttan dümdüz okudum..Ama olsun sanırım sonunuda tam dıyemedım mıkrofon düştü..Kolum carptı sanırım..Gülenler mi var,yok yok onlar beğendide ondan güldü..Annem el sallıyo bende ona sallıyım elimi:)
23 Nisan gösterileri okulda bitince eve gelip Trt 1deki programı izliyorum,23Nisan Çocuk Bayramı diye baska ülkelerden gelen çocuklar rengarenk giyinmişler.Ne kadarda güzeller keske bende orda olsam..Herkesin 23 Nisan'ını kutlarım özelliklede hala yüreğindeki cocuğu kaybetmeyenleri.

23Nisan kutlu olsun sevinin küçükler,övünün büyükler diye şarkılar söyleyen Biricit bayram sevinci içinde beş yaşındaki hali gibi.
resim alıntıdır

22 Nisan 2012 Pazar

Diziler Mimi


Diziler konusunda hakkımda 8 şey yazacakmışım.


1.Her diziyi izlemiyorum,ama her dizi hakkında bilgim var çünkü annem her diziyi izliyor.En sevdiğim,hiç kaçırmadan her bölümünü izlediğim,diğer dizilere tek geçtiğim ve izlemektende büyük zevk aldığım dizi 'Yalan Dünya'

2. 'Yalan Dünya'nın  en beğendiğim karakterleri
Orçun,

Nurhayat,

Açılay,


Emir,

Tülay

3. Repliklerini bile ezberebilirim,
Orçun:-Öpüşelim mi? ,İkinizde benim bebeklerimsiniz:)
Nurhayat:Aç insan herşeyi yapar,nişanbaşı gelin adayının şerefi haysiyeti, tacı tahtıdır servet teyzem, bu lafıma bir mim koy sen,Hayırlı evlat kategorisinde birincilik kürsüsüne çıkmış, zirveye oturmuş ve adını altın harflerle yazdırmış bir kişiyim.Benim için en önemli şey çeyiz sandığı. Hatta, çeyiz sandığıyla evlensem, Rıza’yı hediye verseler de olur:)
Açılay: Libidona sağlık tatlım,yazgı dizisinde kaffasına sık kaffasına diyo ya kopuyorum :))
Emir:oooo vavvv bu cok sert,hatta über sert,hatta ıvana sert oldu,ooo serin,ayıkken gider,sarhoşken gider.
Tülay: Ezik miyim lan ben:)
Çağatay: Hamlet,ilahi komedyaaaa:)

4. İkinci olarak sevdiğim dizi Muhteşem Yüzyıl.Osmanlı tarihini farklı bi acıdan ele alan diziyi severek izliyorum.

 5. Hürremciyim:) Bana göre Hürrem Sultan'a cok haksızlıklar yapıldığını düşünüyorum,birine haksızlık yaparsanızda ergeç karsılığını görürsünüz diye düşünüyorum.İntikam zeytinyağlı dolma olduğu kadar çikolatalı bir pastadırda :)

7. Umutsuz Ev Kadınları'nı pazar günü izliyorum hiç kacırmam,cunku konusu cok gizemli,karakterlerden ise Yasemin bana cok benziyor,sakarlıkları özellikle,yaptığı sacmalamalar,ama son bölümde Mert'i Ankara'ya göndermeyecekti orda yanlıs yaptı.Diğer oyuncuları ise hepsini tanıdığım birilerine,arkadaslarıma benzetiyorum.Belkide diziler bize hep bunu yapıyor.1kadın 1erkek dizisi tvye geçti ama ben hala netten izliyorum:)

8. Atv 'seni bana yazmışlar'dizisini yayından kaldırmayacaktı,çok seviyordum o diziyi ben:(( harika bir diziyi katlettiler resmen.



Bir mim yazısınıda bitiren Biricit kendini yeşilliklere,kırlara ve bayırlara atmaya gitti.
resimler alıntıdır.

21 Nisan 2012 Cumartesi

Güneşli Bir Gün Mimi




Kendini nasıl hissediyorsun?
İyi ve bekar hissediyorum:) Haa bide genç hissediyorum:P
Reenkarnasyon gerçek olsa, bu dünyaya ne olarak geri dönmek isterdin ? 
Evli ve çocuklu olarak geri dönmek isterdim:) Bu dünyada bulamadım belki oradan bulup gelirim,tekrardan garantili olurdu:)
Vurulduğun dizelerden aklına ilk geleni?
Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
"Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti.."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı.
Orhan Veli.
Bu şiir hem sözleri açısından hemde şairin gercektende hayatını okuduğunuzda ölüm seklinde kimse nasıl öldüğünü anlayamamıs,lisedeyken duymustum ve cok etkilenmiştim.
Son zamanlarda izlediğin hangi filmi çok beğendin (ve favori repliği) ?
“Bavulları hiç sevmiyorum efendim. Çok hüzünlü şeyler. Hep geri dönüp gitmeyi hatırlatırlar.” Dedemin İnsanları
Yaslı kadının kefen almaya mağazaya gelişi,ölmeden önce kefen almak bu çok sarsıcı bi sahneydi,Mehmet Bey'inde kefen alan kişiye para almadan kefeni özenle paketleyip vermesi..
Kurtuluş Son Durak-Şiddetin her türlüsüne karşıyız.
Kağıt-Her yasak kendi isyancısını yaratır
Hangi kağıt hayattan daha değerlidir.
En sevdiğin "The Smiths" şarkısı hangisi?



Mim yazmaktan yazı yazamıyorum diyen Biricit yine yine bir mim yazısınıda bitirdi bakalım şimdi ne olacak:)
resim alıntıdır

Blog Mim Yazısı



1)Blogunu ne kadar sıklıkla kontrol ediyorsun?
Bütün gün elim pcdedir,bloguma gider dururum:)Genelde öğleden sonraları ve aksamları kontrol ederim:)
2)Blogunun en çok neresini seviyorsun?
Blogumda düşüncelerimi paylaşmamı ve bana sanki bir terapiste gitmişimde,'anlat kızım senin derdin ne bakalım' diyişini seviyorum:)
3)Bilgisayarda vaktini neler yaparak geçirirsin?
Facebook,mailler,twitter,blogum,baska blog ziyaretlerim,son zamanlarda ünlülerin ne giydiğini arastırıyorum(ahh dizimanyaq ahh bana alıskanlık yaptırıyorsun:) ),korku filmi izliyorum,kaçırdığım dizi varsa ona bakıyorum,müzik dinliyorum,dostlarımla arkadaslarımla haberlesiyorum,eski sevgililer ne yapmıs acaba diye bakıyorum.
Weblog sözlükte yazıyorum bildiğiniz gibi öhüm öhüm:)
4)Şu sıralar en çok dinlediğin şarkılar?
Şu sıralar şu şarkılara takdım:)
Ferhat Güzel'den Kalp yangını-Afrooo:)
http://www.youtube.com/watch?v=cofbpH7guWY&feature=share
Nazan Öncel'in asağıdaki sarkıları:)
http://www.youtube.com/watch?v=sn6q2m_ozfs (normal)
http://www.youtube.com/watch?v=hzxty5itdey (ukala dümbeleği)
http://www.youtube.com/watch?v=cjoy1-g_phs (sokarım politikana)
http://www.youtube.com/watch?v=aggqfbyyfrg (ben sokak kızıyım)
http://www.youtube.com/watch?v=wyh197jjzz8 (erkekler de yanar)
http://www.youtube.com/watch?v=2ujtke65n8e (aynı nakarat)

Biricit bir mim yazısını bitirmenin keyfiyle kahvesini içmeye devam ediyor.
resim alıntıdır

20 Nisan 2012 Cuma

L.A. Colors ve L.A. Girl Deneyimim



Türkiye'ye yeni gelen bir yurtdışı markası, L.A Colors ve L.A. Girl markalarını duymuşsunuzdur,bana bu güzel ürünlerinden gönderdiler,kendilerine ilgi ve alakaları için çok teşekkür ediyorum.Çok sıcak ve çok ilgili bir firma.Ürünlerini Makyajperisinden inceleyebilirsiniz.Ben her ne kadar makyaj yada kozmetik blogu olmasamda ben bir kadınım sonuçta,kozmetiğede,kişisel bakıma da her kadın gibi çok meraklı birisiyim:)Blogumda bir kadın blogu,burada hayatımla ilgili hemen hemen herşeyi paylaşıyorum.L.A. Colors ve L.A. Girl ürünlerini denedim ve hoşuma gitti.





L.A Girl Lash Boosting Rimel-Kullanımı rahat ve kirpiklerimi hacimli yaptı,


L.A.Girl LC504 Ruj-Renk tonunu çok beğendim,dudaklarımda nemlendirme hissettim,herhangi bir kuruma etkisi yapmadı,




L.A. Colors Göz Far Paleti-Pastel renkleri çok severim,renk tonlarını çok beğendim,doğal duruyorlar,uzun süre kalıcı etkisi var,göze sürülünce hemen uçabilen, etkisiz göz farlardan değiller,


L.A Colors Fırçalı Göz Farı-Bu ürünü hayatımda ilk kez denedim,Göz üzerinde simli bir etkisi var,önemli bi davete gittiğimde kullanabilirim:),

L.A.Colors Auto Eyeliner-Otomatik eyeliner,sürümü çok rahat-bitme derdi yok sanki:) Altını hareket ettirdiğinizde otomatik olarak ileri geri oynatıp rahatca kullanabiliyorsunuz,


L.A.Colors Kalsiyumlu Tırnak Güçlendirici-tırnakları beslemesinin yanısıra sürüldüğünde parlatıcı etkisi yapıyor,


L.A.Girls Pressed Powder-Sıkıştırılmış pudra sürüldüğünde herhangi bir pütürlük yapmadı cildimde.



Biricit L.A.Colors ve L.A. Girl ürünlerini beğendi,yine kullanmaya devam edecek:)

19 Nisan 2012 Perşembe

Gizli Anların Yolcusu


Ayşe Kulin'in ilk defa bi kitabını okudum,Suzangiacıma buradan teşekkürler bizi tanıstırdığı için.Çünkü bu kitabı çok beğendim.Toplumumuzda tabu olarak görülen bir aşk hikayesini anlatıyor kitap,yasak bir aşk hikayesi,sıradan bildiğimiz değil.150.cili sayfalara geldiğimde biraz tuhaf oldum ve kitabı elimden bıraktım iki gün okuyamadım.Sonra ise yine merakıma yenildim ve okudum,kitabı okumayanlar olabilir diye detaylı anlatamıyorum fakat bu kitabı 18 yasından küçüklerin,hatta 25 yasından küçüklerin okumaması lazım bence.Yanlış algılamalara ve anlamalara sebep olabilir,bazı yerlerinde cinsellik barınmakta ve konuda 'tabu' dedığımız bı konu,Onun dısında Ayşe Kulin'in anlatım dilini çok beğendim.Her bölümün basında bölümle ilgili bir Tekin Gönenç şiiri,sözleri örneği buda hoş bi durum olusturmus kitapta.
Ayrıca kitabın başkahramanlarından biri olan İlhami beni deli etti,içimden niye öyle yapıosun niye öyle yapıosun derken,kitabın sonunda ise İlhami'yi haklı buldum.Bu arada kitabın filmi yapılmalı diyede düşündüm,film gibi bir girişle başlıyor kitap,kitabın başı aslında sonu..
 Aykırı bir aşkın anlatıldığı kitabın kapak resmini sonradan anladım,algıda geçiçiliğim kitabı anlayınca algıda seçiciliğe dönüştü:)
Gizli anların yolcusu,acı bir kaza,bir anda ağızdan çıkan bir söz,ansızın yayınevine gelen bir dosya,birbirine dolanmış eşarplar..Bütün bunlar,aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?
'bir de bakıyorsun uçsuz bucaksız ormanın sonunda dörtnala düşlerinden kaçıyorsun', 'sen susunca askıya alır birileri senin yerine senin düşlerini','bir başladı mı vurmaya kötü vururdu bu istanbul sen nerden bilecektin','hadi çıktınız diyelim peki nasıl ineceksiniz şimdi gerisin geri karanfil kırıntıları serpe serpe çıktığınız o hoyrat merdivenleri' Tekin Gönenç'in kitaptaki hoşuma giden sözlerinden bazıları..

Biricit Ayşe Kulin'i çok sevdi,kitaplarını okumaya devam edecek.

17 Nisan 2012 Salı

Lilakutu Nisan Ayı (Lilakutu'ya Bahar gelmiş)


Lilakutu'ya bu ay bahar gelmiş:) Dopdolu bir lilakutu var Nisan ayı kutusunda,adeta baharı getirmişler,hatta yaz gelmiş:) Ne şanslıyımki Lilakutu ile ilk tanışmam nisan ayına denk geldi,bu güzellikleri tek tek deneyeceğim:)
Öncelikle çok hızlı olduklarını belirtmem lazım,24 saatin içinde(hatta 12 saat) kutunuz kapınızda,abartmıyorum çok hızlılar.


Lilakutudan çıkan güzellikler şöyle;
Balmers Cocoa Butter Formula Sıkılaştırıcı Losyon ve Kakao Yağı içerikli Vücut Losyonu,İnglot Oje(rengi çok güzel bayıldım),Activin T Cut/Hot yeşilçaylı içecek(zayıflamaya yardımcı etkisi varmış),Petal Fresh Organics Tea Tree Shampoo(nerde saçla ilgili ve organik ürün ordayımdır zaten),Decléor Güneş Koruma Ürünleri (gece-gündüz-serum), Kitoko Saç Bakım Yağı(argan yağı-katile ve vitaminler varmış içeriğinde,argan yağını merak ediyordum bu çok iyi oldu),NeoStrata yüz temizleme jeli ve güneş koruyucusu,The Lift maske ve bakım kremleri(üç adet),Bioderma Makyaj Temizleme Suyu.

Her ay bambaşka  güzelliklere sahip olup,keşfetmek ve güzelliğinize güzellik katmak için (hemde 19TL'ye) Lilakutuya buradan üye olabilirsiniz:) Biricit öneriyor,bayıldım Lilakutu'ya :)

Biricit çok mutlu oldu ve Lilakutuyu çok çok sevdi:)