biricitin doğum günü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
biricitin doğum günü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2021 Pazartesi

40 Yaşıma Bir Kala Mutlu Yıllar Bana

 


40'a bir kala, iyi ki doğmuşum! Neler öğrendim, neyi başardım peki bu yaşa geldiğimde? Sorular kafamda dolaşırken; anneme vefat etmeden önce sorduğum sorular aklıma geliyor..



'Bu hayattan ne anladın anne' demiştim ona. '72 yaşındasın sence hayatın anlamı nedir?' 'Bomboş bir hayat' demişti. 'Mal da yalan mülkte yalan, var birazda sen oyalan', hayatın anlamı bu sözlerde demişti. Yani yalan dünyayı net bir şekilde anlamıştı annem. Ben de yıllar geçtikçe bunu daha iyi anlıyorum. Bu yüzden maddi şeylere değer veren biri değilim. Seviliyorsan, sevdiklerin yanında varsa hayat güzel demişti annem. 'Sevgi' demişti annem, hayatın anlamı burada. Maalesef sevdiklerim yani hayatımda en sevdiklerim annem, babam yanımda değiller. Öyle özledim ki onları. Mekanları cennet olsun. Hep yüreğimdeler, biliyorum onlar beni görüyorlar benim üzüldüğümü veya mutlu olduğumu biliyorlar. Birazda olsa bu güç veriyor bana..


Ben bu yaşıma gelene kadar neler anladım, neler öğrendim bu hayattan peki 40 yaşıma 1 kala;


- Hayallerime değmeyecek kişileri hayatıma ve hayallerime almamayı, hayallerimin kıymetli olduğunu, kimseye hayallerimle dalga geçme hakkını vermeyeceğimi,


-Her başarısızlığımda yeni dersler çıkarmayı, hayatta çıkışlar kadar düşüşlerinde olduğunu, önemli olanın siz düşerken size tekme atanların mı hayatınızda olduğunu yoksa size ellerini uzatan güzel kalplerin mi yanınızda olduğunu anlamam gerektiğini, menfaatlerine göre deri değiştirenleri asla hayatıma sokmamam gerektiğini, hayatımda iseler acilen çıkarmamı,


- Sevginin her şeye rağmen, herkese rağmen, tüm olumsuzluklara rağmen her şeyi başaracağını, sevdiğim insanları, dostlarımı, arkadaşlarımı her zaman sevgiye değer verenlerden seçmem gerektiğini, beni mutlu edenleri sevmeyi, değer vermeyi,


-Vicdanı olan insanlarla bir arada olmayı, benimle oyun oynamayan insanlara değer vermem gerektiğini, dürüstlüğün hayatımdaki ilişkilerde en önemli vasıf olduğunu,


- Bir işi sevmeden yapamayacağımı, huzursuz, stresli ortamlarda ve iş ortamlarını bu hale getiren yöneticilerle bir arada çalışamayacağımı, sevdiğim işi yaptığım da ise inanılmaz mutlu, huzurlu, tatmin olmuş hissettiğimi,


-Güven duygusunun ilişkilerimde ne kadar önemli olduğunu, her ilişkimin güvene dayanması gerektiğini, bana yalan söyleyen güven vermeyen insanların bunları yapmasındaki nedenin kendi psikolojik sorunları olduğunu, benim bununla bir ilgimin olmadığını, kendimi bunlarla ilgili suçlamamam gerektiğini, narsist kişilik bozukluğu yaşayanların, karşısındakini kullanıp yaralarını sarmaya çalışanların rahatsızlıklarını, uzman bir doktora gidip kendilerini tedavi ettirmeleri gerektiğini, böyle insanlara bırakın değer vermeyi, bir saniyemi bile bu kişilikteki insanlara harcamamam gerektiğini,


- Bana eksik duygular yaşatan insanlarla tamamlanamamış olduğumu, eksik hissederek kendime ne kadar acı çektirmiş olduğumu, sırf karşımdaki kişinin kalbi kırılmasın diye sürekli istemediğim şeylere 'hayır' diyemediğim için kendime de evet deyip mutlu olamadığımı, sınırlarımı çizmem gerektiğini o kadar iyi anladım ki...


O zaman mutlu yıllar bana, bir sokağa çıkma yasağında kar varken İstanbul'da, komşunun arabası ile hastaneye gidilirken arabanın bozulup, annemler taksi durağındaki adamı sokağa çıkma yasağı olduğu için ikna edemezken, tesadüfen oradan geçen polis arabasındaki polis amcanın yardımı ile taksinin hastaneye yollanması sonucu, erkek beklenildiği için adımın Gökhan olmasına ramak kala, kız olduğumu görünce babamın daha çok sevinip hemşireyi bahşişlere boğduğu, anneme kebaplar yedirdiği, eve gelmeden sobayı hemen tutuşturup annemi sıcak eve sokan canım babacığımın ve biricik anneciğimin yanına gelip, o sobalı sımsıcak sevgi dolu evde ve bir gardrop dolusu mavili minik kıyafetlerimle, annemin babamın en kıymetlisi olduğum zamanlarda ne kadar mutlu olduğumu, şimdi yazarken daha iyi anlayan ben Yasemin: 'Mutlu Yıllar Bana!'

iyi ki doğmuşum :) 39 yaşım Hoşgeldin! Güzel, temiz bir sayfayı çok güzel şeylerle ve sevgi ile dolduracağız:)

















17 Ocak 2017 Salı

Yaş 35 Yolun Yarısı Eder!


İlham bir anda gelir, yazamam diyordum, yaz blogunda diyordun ya hani.. tüm olup biteni yaz oradan okusun. Şimdi okuyor musun bunları bilmem ama gerçi sana değil yazdıklarım, kendim için.. ama yine aklıma geldin sayın dostum..

Bir arkadaşım yazmıştı epey bir zaman önce iletisine; 'ne zaman anne ve babası ile fotoğraflarını paylaşanlarını görsem vallahi billahi de kıskanıyorum sizi' diye. 


Bende aile fotoğrafı paylaşanları kıskanıyorum; İTİRAF EDİYORUM! işte!! Çocukları yan yana ve eşi yanında hani, içten içe kıskanıyorum onları. Niye biliyor musun? Çünkü birbirini seven iki insanın birbirini bulması zor, seven insanı bulmak zor ve o zor anların yani sevgi dolu anların kıymetini bilmiyormuş gibi geliyorsunuz bana. Keşke daha da sarılsanız birbirinize keşke daha da çok sevseniz birbirinizi diyesim geliyor, ben yaşayamadım o anları hiç bir zaman, keşke benim yerime de yaşasanıza daha çok, daha içten, daha kıymetini bile bile diyorum içimden. 

Keşkeler içimden geçerken doğum sancılarım başlıyor birdenbire, bugün 35 yaşında olmuşum, hani yolun yarısı dediklerinden.. Yolun yarısı böyleyse kalanı nasıldır kimbilir? Annemin doğum saatime yaklaştıkça bana seneler sonra anlattıkları geliyor aklıma; 'hep dua ettim' diyor 'esmer bir kızım olsun kapkara olsun' diye, hani kar yağmış, sokağa çıkma yasağı varmış, taksiciler bile götüremezken yolda doğuyormuşum ya az kalsın..  Babam beni ilk gördüğünde o kadar sevinmiş ki; hemşireye yüklü bir bahşiş vermiş, anneme de kebaplar almış ilk sütüm kebap eşliğinde olmuş.. Mercimek mercimek bakan gözlerim varmış, hiç uyumazmışım geceleri, beni sallarlarmış babamla beraber uyku dolu gözleri ile, ben kara kara bakarmışım..  Bana 'karabiberim' diyen bir anneannem varmış,mış mış.. Bir varmış bir yokmuş sonra gerçekten kimse yokmuş. 


Çok yalnızmışım, hem de çok.. Dost bildiğim kimselerde yokmuş, dost sandığım çokmuş da gerçek dostum var mıymış ki? Hayal kırıklıkları birbirini kovalarken çok mu yeşilçam filmi öğrenmişim ki gerçek acıların yanında filmlerin bile acındıracak etkisi kalmamış..  Çok sevmişim çok özlemişim değmeyecek insanları, hakettiğinden fazla değer verip başımın tacı ettikten sonra da almışım ağzımın payını.. 

Bu yılbaşı gecesi pırıl pırıl yanan ışıklara bakarken annemi düşündüm. Yaşasın çok istedim olmadı. Hayatta istediğimiz şeylerin çoğu zaman olmadığını bir kez daha anladım. Onu çok özledim. Babamı çok özledim. Birini çok sevdim, o da beni en az onu sevdiğim kadar sevsin istedim olmadı..
Bu dünyada istesen de çoğu şeyin olmadığını bir kez daha anladım. Elimizden gelmeyecek şeylerin olduğunu, bu dünyada insanın başına her şeyin gelebileceğini, kaderimizde ki bazı şeyleri değiştiremeyeceğimizi bir kez daha gördüm. Bazen ne yapsakta olmaz, fayda etmez, bazı şeylere gücü yetmez insanın, başka bir şey vardır. O'nun elindedir bazı şeyler.

Olmamalıdır, ya da onun takdiri ile olmaktadır, elden bazen hiç bir şey gelmez. Zorlasan da, çok istesen de canını vermek istesen de o şey için yine de bir şey yapamazsın.. Yırt kendini yine de olmaz.. Sadece özlersin ve dua edersin.Umut edersin..yine de güzel şeylerin olacağını, çabalarsın..

Cahit Sıtkı Tarancı'nın şu dizeleri ile veda ederken;
'Yaş 35 yolun yarısı eder,
Neylersin ölüm herkesin başında. 
Uyudun uyanamadın olacak. 
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? 
Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında.'

iyi ki doğmuşum...

sıcacık ve samimi dünyanızda beni yaşatıp büyüttüğünüz için, benim ailem olduğunuz için binlerce kez teşekkür ediyorum, sizlere layık olmak dileğiyle..





18 Ocak 2015 Pazar

Bugün Benim Doğum Günüm! Mutlu Yıllar Bana :)


Bugün benim doğumgünüm :) Gördün mü bak 3. oldum, neyse 30 küsür diyelim yuvarlak hesap olsun:) 30 yaş üzerinde olunca küsüratını söylememize gerek kalmıyormuş, 30 demek yeterliymiş:) Geçen seneki yaşımdan 1 yaş fazlayım işte, neyse ne!:)) 

Pahalı, şatafatlı, gösterişli pastalar(hatta hiç pasta bile istemiyorum bu yıl) ve hediyelerle kutlamıyorum bu sene yeni yaşımı, gerçek ve samimi dostlarımla ve birtanecik annemle kutluyorum, çünkü mutluluk bu aslında; ne gösterişte, ne pahalı hediyelerde, mutluluk kendi içinde ve saf sevgilerde.. Neyse iyice felsefeye bağladım, sanırım yaşlanıyorum.. Hüzünleniyorum ben doğum günümlerimde bu sene biraz daha fazla.. Çünkü her zaman doğum günü sabahımda neşeli sesiyle beni arayan, hep ilk doğum günümü kutlayan anneannecim bu sene arayamayacak beni.. Onsuz bir doğum gününü ilk kez kutlayacağım, zamanla alışırım belki insan nelere alışmıyor ki? Aşk acısı mı ölüm acısı mı deseler, en büyük acı bir yakınınızı kaybetmektir ve onu bile zamanla unuturken aşk acısı da neymiş ki? Sen hiç annenin, babanın, çok sevdiğin anneannenin veya çok yakın bir dostunun ölüm acısını yaşadın mı? Senin hiç baban öldü mü? 

Yaşamak ve ölmek birbirine ne kadar yakın iki kelime ve bir o kadarda uzak.. Birileri ölürken birileri de yaşama merhaba diyor, yaşama sırası sende bebek, sende yaşa sende gör.. İyi insanları da; karakterleri bozulmuş insanları da.. Hepsi sana hayatı öğretecek, bir gün niye yaşadığını bulacaksın, şimdi sıra bende! Belki de bulmuşumdur neden yaşadığımı.. Mutlu yıllar Biricit! 

Yazısına neşeyle başlayıp, psikopata bağlayan Biricit derki; 33. yaşıma girdiğim bugün, keşke tüm sevdiğim insanlar yanımda olabilseydi..

8 Mayıs 2014 Perşembe

Teremyağ Gurme'yi Deneyen Tavsiye Meleği Biricit


Teremyağ Gurme'yi bir tavsiye meleği olarak denedim :) Geçen sene tavsiye meleğinin bir kampanyasında Teremyağı ilk kez denemiştim buradan deneyimimi okuyabilirsiniz, Teremyağın bu seferki yeni ürünü Gurme, hem yemekte hem hamur işlerinde hem de kahvaltılarda yiyebiliyorsunuz. Trans yağ içermiyor. Ben kahvaltılarda yedim, annemde bende bayıldık tereyağ tadı var lezzetinde :) Çok lezzetli :) 



 Tavsiye Kanalı denememiz icin icinde 1 adet kuponunda bulunduğu, not defteri kalem vs.. seylerin yer aldığı bu hediyeleri de göndermiş. Tesekkurler!:) 1 adet teremyağ ancak dişimizin kovuğuna gitti o yuzden herhangi bir tarif yazamadım :) Ama kahvaltıdada çok iyi gidiyor,tereyağ ve kaymak lezzeti süper! Biricit tavsiye eder! :)









18 Ocak 2014 Cumartesi

İyi ki Doğmuşum, Mutlu Yıllar Bana :))


Bugün benim doğum günüm :)) İyi ki doğmuşum :) İyi ki blogumu açmışım, sizleri tanımışım. Tüm dostlarımla, hayatımda karşılaştığım, çok sevdiğim insanlarla iyi ki karşılaşmışım diyorum, iyi ki hayatımdasınız :) Yolun yarısına 3 sayı kaldı :) Daha 30 yaşıma girmemi yazdığımı hatırlıyorum blogumda, seneler ne kadar çabuk geçiyor, göz açıp kapayana kadar hayat akıp gidiyor, önemli olan ne kadar sene yaşadığınız değil aslında önemli olan; yaşadığınız senelerde neler yaptınız hayatınızda? Risk aldınız mı mesela, kaybetmenin ne demek olduğunu yaşadınız mı, kaybedipte yine kazanmaya çalıştınız mı? Hayat size neler öğretti, kimbilir? Ama yine de hayata tutunmaya çalıştınız mı dört elle? Sevmekten vazgeçmediniz mi mesela? İnsanları, hayatı anlayabildiniz mi? Eee Biricit 32 oldun da ne oldu, neler hissediyorsun diye sorarsanız bana: 30 yaşıma girdiğimde gerçekten çok heyecanlanmıştım,acaba ne olacak hayatımda diye, hiç birşey olmadı :)) Ya da çok şeyler oldu belki de.. Şimdi pek heyecanlı değilim, büyüyor muyum acaba? Hayat size ne getirirse getirsin, yine de mutlu olun, çünkü hayat çok güzel,güzel insanları tanıdığınızda ve aileniz yanınızdaysa ve de sağlığınız yerindeyse; muhteşem bence.. 

Gördün mü bak 32 oldum!:)) Yaşlandım yaa.. :))

Biricit 32. yaş pastasını yemeye gitti :) Düğün pastasını ne zaman yiyecek acaba?:)

18 Ocak 2013 Cuma

İyi ki Doğdun Biricit:) Bugün Benim Doğum Günüm:)


Bugun benım doğum gunum:)) İnsan seviniyor doğum gününde,aslında niye seviniyorsun bir yaş daha yaşlanıyorsun aaa akıllı biricit,hala evlenemedin neye seviniyosunki!:))
Evet artık bende 30 yaş üzeri kadınlardan oldum,ne mutlu bana..Gerçi bir arkadaşım 30 yaşından sonra bütün kadınlar 30 yaşındadırlar desede,başka bi arkadaşımda sen 30 yaş üzerinde olmuyosun 30 yaşından gün alıyorsun desede,ben yaşımı başımı saklamam arkadaş bildiğin 31 yaşındayım artık:)

Ben kara bir kış gecesi,karlar içindeyken,sopsoğuk bir İstanbul gecesi sabaha karşı dünyaya gelmişim,nasıl doğmuşum kısaca özetlersem;annemin doğum sancısı tutmuş gece 4 sıralarında ve sokağa çıkma yasağı varmış,hani darbe zamanı,sen hiç darbe zamanı dünyaya geldin mi?Bir Biricit kolay dünyaya gelmedi?:) Komsunun arabasına guvenıp tam arabaya bıneceklerı sırada arabanın bozulması yuzunden,annem babam ve annemın karnında cıkma hazırlıkları ıcınde olan ben (kısın ortasında nereye cıkmaya calısıosam kal otur orda sıcacık ne ısın var soğuk bir dünyada!),caddeye doğru yuruyoruz.Ve caddedekı taksı durağının camına babam elını vurup annemın doğum yapmak uzere olduğunu soyluyor,taksıcı ınatcı olmaz kardesım cıkamam sokağa cıkma yasağı var basımı belaya mı sokacaksınız derken,bır polıs arabası yoldan gecer,ne oluyor orda dıye olaya mudahale ederler ve polıs amcalar yolun ortasında doğmamı engellerler,taksıcıyı uyarıp,annemle babamı hastaneye yetıstırmelerıne yardım ederler.
Sonra ben dünyaya gelirim Cerrahpaşa hastanesinde:) Ve ne zaman Cerrahpaşa şarkısını dinlesem bi tuhaf olurum ben:))) Bir Biricit kolay bile doğmadı,bilin istedim:) 
Geçen seneki doğum günümde kızıma bir mektup yazmıştım burada bu seferde gelecekteki oğluma bir mektup yazmaya karar verdim:

'Delikanlı Oğlum,minik prensim,
Bu blogu birgün bulursan ki zaten kız kardeşine emanet olacak burası,kesin bulacaksın yani,annene kızma sakın.Yok yok sen iyisi bu blogu bulma.
Biricik oğlum,sana hayatla ilgili söyleyebileceğim çok şey var belki ama sana hayat boyu kendin olmanı,mert olmanı,sözüne güvenilir olmanı ve hiçbir zaman kimseye haksızlık yapmamanı nasihat etmek isterim.Ve sevdiğin zaman,sonuna kadar sev.Kimsenin kalbiyle,onuruyla,şerefiyle,namusuyla oynama,seninle oynamalarınada asla izin verme.Bir gün büyüyeceksin ve sevgiyi,aşkı göreceksin.Aşkların en güzelini bulacaksın,benim yakışıklı oğlum.Ama unutmaki bu dünyadaki en büyük aşk Allah aşkıdır.Bunu anladığın gün,gerçekten benim dediklerimide kavramış,anlamış olacaksın.Kimseye zulmetme,seni sevmeyen insanların peşinden asla gitme,seni seven insanlara ise asla vefasızlık etme oğlum.Sen bir erkeksin,erkek gibi yaşamayı öğren,erkek gibi olma ERKEK ol! Her zaman erkekliğin onuruyla yaşa,bunu sevdiğin insanlara da hareketlerinle göster,sevdiğin kadına sevgini göster,onu sevdiğini hissettir ve ona sevdiğini söylemeyi asla ihmal etme..
Dünyadaki en güzel prenseslere layık oğlum,insanların işlerine,mesleklerine,mevkiilerine önem verme,insan olup olmadıklarına ve karakterlerine göre yargıla insanları ve asla da önyargılı olma.Güzellik her zaman geçicidir,eğer birgün karşına yüreği güzel biri çıktıysa ve senin yüreğindeki güzellikleri görüyorsa onu asla bırakma.Sonsuz mutluluk ve saadet seni bulacak,çok mutlu olacaksın ama hayattan asla pes etmezsen,zor günlere dayanırsan dünyadaki en mutlu insan sen olacaksın..'

Biricit,doğum gününde yine mutlu yine hüzünlü..:)doğum günüm bana geldiğin gündür sevgilim diyerek yazısını bitiriyor..:)
resim alıntıdır.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Gördün mü Bak 30 Oldum..


Bugun 18 Ocak,benım doğum günüm,iyikide doğmuşum gördün mü bak 30 oldum..
Şimdi olgun olgun şeyler yazmam bekleniyor sanırım..30 yasında aklı basında olmalıyım sanırım..
Geçen sene 29a girmeden evvel bir arkadasım 30 yasına girmişti,kendine bir yazı yazmıstı,yazısında 30 yasında nelerı basardığını anlatıyordu,iş kurmus,ev almıs,araba almıs,evlenmıs,kızı olmus vs.vs... Onun gibi yazarsam benim hiçbişeyim yok.30 yasıma geldim ama hala bekarım,bi iş falan kurmadım.. arabamda yok..En önemlisi kızım yada oğlum da olmadı,evlenmediğim için..Belkide buna hüzünlendim şimdi..Hüzünlenmek değil sanırım 30 yaş sendromundayım,buna hüzünlendim,aylardır depresif semptomlardayım ve sanırım yaşlanıyorum.Yaa ben geçende 18 yasımda değil miydim?Sanki bir rüya gibi nasıl geçti 18 yaşımdan sonrası,yirmili yaşlarım..Anlayamadım..Eskiden hep 18 yasında olmak isterdim..Ne olacaksa 18de sanki aya füze atacaktım..Şimdi ise yaşlanmak 30 olmak 40 olmak 50 olmak..hüzünlendiriyor beni..Yada yalnız mı öleceğim birgün..Kızım olmayacak mı,ona yazdığım bu satırları görmeyecek mi?
'Biricik kızım,minik prensesim,
Bu satırları okuduğunda belki genç bir kız olacaksın,belkide sana bu blogu bırakacağım okuman için belki sende yazarsın kimbilir.Yahu akıl var mantık var senin zamanına blog mu kalır?Neyse konumuza dönüyorum kızım anan biraz sinirli 30 olacağı için..Şu an 30 yaşındayım kızım,minik bebeğim benim..Yirmi yaşımla Otuz yaşım arasındaki yıllar nasıl geçti bir çırpıda bilemedim biliyor musun?Sen umarım o yaşlarının değerini bilirsin.Ne öğrendin anne 30 yasına geldınde dersen,hıcbısey öğrenemedim biliyor musun? derim..Neyi öğrendim belkide her zaman umutlu olmayı,pozitif düşünmeyi öğrendim derim sana..İnsanları anlamayı öğrendim,bazı insanlara ne yaparsan yap senin değerini bilemediklerini öğrendim..Sevdiğin zaman hiçbir şeyi gözünün görmediğini insanın,yada çalıştığın işyerinde yüzüne gülüp arkandan konusan insanların, dost gibi davrandıklarını ama sahte olduklarını öğrendim..bazı ınsanların para için türlü türlü maymunluklar yaptığını öğrendim ama sen asla öyle olma kızım..Hakkınla kazan,emeğinle kazan..Kimsenin hakkını yeme..Parayı her zaman bulursun ama şerefin olmadan yasayamazsın..İnsana bu dünyada kendisinden baska kimsenin yardım edemeyeceğini öğrendim.Kendi ayaklarının üzerinde sadece kendin durabilirsin..Ama ailenin herseyden önemli olduğunu anladım,en yakın dostların annen ve babandır bunu öğrendim, annemi daha iyi anladım belkide..
Canım kızım sen 30 yaşına geldiğinde umarımki,hayatı öyle güzel yaşamış olursunki,mutlu bir yaşama sahip olursun..' 
Ya ben nelere sahibim peki,benim umudum var..hemde çok..hayallerim var..yaşanacak çok güzel günlerim var..asla pes etmeyen bir kalbim var..beni seven insanlar var,ailem var...dostlarım var...
Bir Buz Devri cocuğuyum ben yaa karların içinden doğmuşum,iyiki doğmuşum !!!  :))) Hepim Pörtledi..30 oldum :)

Biricit 30 yaş pastasını yemeye gitti ,30 yaş bakalım ona neleri getirecek,bir koca getirebilecek mi?
resim alıntıdır